Ülseratif Kolit Belirtileri

Ahmet

Ülseratif kolit bağırsak hastalıklarının oluşma nedeni tam olarak bilinmiyor. Çevresel ya da kalıtsal faktörler ile birlikte gelişebilir, genel olarak da genç yaşlarda ortaya çıkan hastalıkları kapsar. Bu bahsettiğimiz sorunlardan bir tanesi ülseratif kolittir. Ateş, karın ağrısı, ishal gibi sorunlar ortaya çıkan bağırsakların iç yüzerinde ki iltihaplanmadır. Kalın bağırsağın çeşitli bölgeleri tutulur, en sık rektumda tutulma görülür. Hastalığın belirtileri ve şiddeti kişiden kişiye fark eder. Ülseratif kolitin cereyan etme ve düzelme evreleri bulunur. Bulaşıcılık taşımaz. Bu hastalık genellikle 20 yaşından itibaren görülür. Kalın bağırsak yaralarının oluşmasına bağlı olarak vücudun sıvı kaybetmesine neden olur.

Ülseratif Kolit Nedir?
Ülseratif kolit hastalığının nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte alkol ve sigara gibi zararlı maddelerin de tetikleyicisi olduğu düşünülmektedir. Stres, hamilelik bu hastalığın ilerlemesinde bir etken olabilmektedir. Bazı enfeksiyonlar, kalın bağırsağa zarar vermesi ile bu bölgede ki bağışıklığa zarar vermektedir. Bu durum da ülseratif kolit hastalığına zemin hazırlamaktadır. Fakat belirtildiği gibi ülseratif kolit hastalığının kesin ve net bir nedeni bilinmemektedir.

Ülseratif Kolit Belirtileri
Ülseratif kolit bağırsakta yaralar şeklinde oluşmaya başlar. Bu durum da bağırsak sisteminde ki tüm döngüleri etkiler. Dışkılama da kan gelmesi sorunu en sık görülen belirtidir. Bölgede ki yaralar kanar ve dışkıladığınız zaman kanlı gelmesine neden olur. Bunun dışında kanlı ishal de sık görülür. Kabızlık, ateş yükselmesi, rektumda gerginlik, dışkıda barsak salgısı ve cerahat görülme sorunu çok sık rastlanır. Yorgunluk ve halsizlik de bu hastalığın belirtilerindendir. Çünkü bağışıklık sistemi zarar gördüğü için hastanın bünyesi yorgun ve halsiz düşer.

Ülseratif Kolit Diyeti
Ülseratif kolit hastaları yüksek proteinli besinler, karışık karbonhidratlar ve tam tahıl tüketimi önerilmektedir. Bu beslenme türleri hem bağırsağı zorlamayacaktır hem de size yüksek enerji almanızı sağlayacaktır. Bir ülser kolit hastası süt ve süt ürünü, et, balık ürünleri tüketmeye dikkat etmelidir. Eğer ki vejetaryen ise bu değerde protein tüketmeye dikkat etmelidir.

Ülseratif Kolit Geçer mi?
Ülseratif kolit hastalarının düzenli tedavi gördüğü ve beslenmesine dikkat ettiği durumda hastalığı etkisini azaltabilirsiniz. Bu hastalıkta bağırsakların zarar görmemesi için tüketilen besinlere dikkat edilmelidir. İlaç tedavileri ile hastalığın etkileri azaltılabilir fakat kesin çözüm yoktur.

Ülseratif Kolit Bitkisel Tedavi Yöntemleri
Ülseratif Kolit hastaları bitkisel tedavi yöntemi de uygulayabilir. Balık yağı, aleo vera, moringa ağacı, bal ve Hindistan cevizi suyu tüketmek oldukça yararlıdır. Bağırsakları rahatlatmakta oldukça etkilidir. Moringa ağacı dalı su içinde kaynatılır ve pişirildikten sonra derisi soyularak hamur kıvamın getirilir. Suyu sıkılarak elde edilmiş suya Hindistan cevizi suyu ve bal eklenerek içilir. Yumurta akı, kabak, papatya, havuç, çiğ lahana, rezene tohumu ve elma tüketilmesi için önerilir. Bağırsakların iyileşmesine etki eden bir diğer madde zerdeçaldır.

Ülseratif Kolit Tedavisi
Ülseratif kolit ilaç tedavisi ile kolon mukozasına yönelik oluşacak enfeksiyonların engellenmesi ve hastalığı durağan bir evreye sokmak amaçlanır. Bu hastalıkta uygulanan ilaç tedavisinde enfeksiyonun oluştuğu yer ve bulunduğu yerde ki gösterdiği aktivite değerlendirilir. Hastalığın durumuna göre birkaç çeşit ilaç kullanılması gerekebilir. Kortikosteroidler akut  ülseratif kolit hastalığında aktif bir dönem içinde kullanılan ilaçlardandır. İltihaplanmanın azalmasını sağlar ve karın ağrısının giderilmesine, ateşin düşürülmesine, ishal azalmasına ve iştahın yerine getirilmesini sağlar. Çok etkili bir ilaç türü olmanın yanında uzun süre kullanılmasında bazı fiziksel etkiler oluşturabilmektedir.

Yüksek tansiyon, kemik erimesi, mide ülseri, kaslarda incele, ruhsal değişiklikler olumsuz yan etkilerindendir. Sulfasalazin de kullanılan başka bir ilaç türüdür. Hastalarda cilt döküntüsü, bağ ağrısı, mide ağrısı ve mide bulantısı gibi yan etkiler oluşturabilir. Erkeklerde sperm sayısını düşürebilir ve çocuk yapma olasılığını da aza indirger. Bu durum kalıcılık taşımaz. İlaç kullanımı sona erdikten üç ay sonra hasta tekrar eski haline dönebilir. Asa Grubu ilaçların yan etkileri diğer ilaçlara oranla daha düşüktür. Nadiren görülen ishal, baş ağrısı ve deri de dökülmeler görülebilir.

Azathiroprine bağışıklık sistemini etkilemekte oldukça etken bir ilaçtır. Bu ilaçlar uzun dönemde hastalığın tekrarlamasını engellemek amacı ile kullanılmaktadır. Bu ilaç tedavisine düşük doz alımları halinde başlarsınız. Zamanla derece halinde dozu artırarak hastalığın çözümüne doğru bir rota çizersiniz. Tedavi sırasında bazı yan etkiler görülebilir. Mide bulantısı, gribal enfeksiyonlar, halsizlik, karında ağrı, cilt döküntüsü ve kansızlık sorunu çok sık rastlanan durumlardır. Bu ilaçlar kullanılırken hastaya sürekli olarak tahliller yapılması gerekir.

Metranidazol ya da Ciproflaxocine türünde antibiyotikler bu hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlardandır. Anüs çevresinde iltihaplanma, enfeksiyon, apse yapması durumunda antibiyotik kullanımı yapılması gerekmektedir. Demir, folik asit ya da B 12 türünde mineral ve vitamin takviyesi alınmalıdır. Kansızlığı olan hastalarda gerek duyulan bir durumdur.

Yorum yapın