Manik Depresif Belirtileri 

admin

Manik Depresif Nedir?
Manik defresif bozukluğu hastalığı güncel dönemde bipolar bozukluk olarak bilinen ruhsal problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. Genel olarak ayrı olarak iki dönemden oluşan bir hastalıktır. Hastalığın ilk aşaması kişinin oldukça sinirli olması diğer bölümü ise oldukça depresyon yani ruhsal çöküntü halinde olması durumudur. Aslında bu hastalığın genetik olarak aktarıldığı düşünülse de hastalık nesilden nesle aktarılan bir hastalık olmayadabilir. Önemli olan kişinin ve ailesinin bu konuda bilinçli olmasıdır. Yukarıda bahsettiğimiz bozukluklar iki aşamada ilerler. Kişi ya çok uysaldır ya da çok fazla asabi olmaktadır. Tabi ki her bu durumda bulunan için manik depresif hastası demek yanlış olmaktadır. Hastalıklar nöbetler şeklindedir ve nöbet dönemi sonrası hasta normal bir insan gibi davranmaya devam eder. Hastalar zamanla eski haline dönebilir fakat bazı hastalarda kalıcı etkiler olduğu da gözlemlenmiştir. Bunun sebebi ise hastalığın çok şiddetli olarak yaşanmış olmasıdır.

İlk dönemlerde çok farkedilmeyen ve basit bir dengesizlik gibi gözüken bipolar hastalığı aslında oldukça ciddiye alınması gereken bir hastalıktır. Kişinin artçı yani nöbet dönemlerinde duygusal olarak oldukça yükselişe geçtiği ve bu dönemde oldukça hareketli , abartılı davranışlar sergilediği gözlemlenmektedir. Kişide bir süre sonra egosunun tatmin edilmesi zor olmaktadır. Ayrıca tasarladığı projeler , zihninde imkansız olan planlar bulunmaktadır. Kişi kendini çok fazla enerji dolu hisseder ve uyku problemleri gibi ruhsal kaynaklı problemler de ortaya çıkabilmektedir. Kişi uykusuz kalmayı uyumaya tercih edebilir. Aynı zamanda düşünmeden yapılan hareketler , her şeyde aşırıya kaçma gibi durumlar da gözlemlenmektedir. Kişi araba kullanırken hız düşkünü olabilir, oldukça fazla para harcayabilir. Bunların nedeninin hepsi çift karakterli yaşam tarzına sahip olmaktan kaynaklanmaktadır. Hasta olan kişiler bu faaliyetleri yaparken çevreyi asla dikkate almazlar ve bu durum çevrenin de nasıl davranacağı konusunda endişelere yer vermektedir.

Çoğu zaman bazı kişiler bipolar bozukluğuyla depresyonu karıştırabilmektedirler. Depresyon ise yukarıdaki hastalık belirtilerinin tam tersi olarak gelişmektedir. Kişide huzursuzluk, mutsuz olma, umutsuzluğa kapılma, kendini beğenmeme, değersiz hissetme , kişinin eski hayatından eskisi kadar memnun olmaması, fazla ya da az iştahlı olması, ağrılar yaşaması ve son olarak intihara meyilli olması da depresyon belirtileri arasındadır. Bipolar hastalığı ise oldukça ağır geçirilen bir hastalık olarak bilinmektedir çünkü ne zaman ne olacağı bilinmediği için oldukça zor olan bir hastalıktır.

Kişilerde olan bozukluklar iki uçlu olarak bilinmektedir. Yaklaşık olarak %2 ila 3 arasına gözlemlenmektedir. Genellikle 20li yaşlarda başlar ve üniversite hayatı oldukça etkilidir. Cinsiyetler arasında görülme olasılığı ise eşit olmaktadır. Yukarıda bahsedildiği gibi yaklaşık olarak yüzde 33lük kısım genetik olarak gelen baskınlıktan ve daha sonra da çevresel etkilerden kaynaklanmaktadır. Genetik incelemeler için hasta olan bireyin ailesi mutlaka incelenmelidir.

Diğer sebeplere bakıldığında ise kimyasal maddelerin beyinde iletişimi sağladığını düşünürsek; bunlarda olan düzensizlikler hastalığın ortaya çıkmasının başlıca sebepleri arasındadır. BU değişiklikler iletişimi bozar ve belli bir süre sonra kişide öğrenme hafıza ve duygusal anlamda değişiklikler yaratabilmektedir.

Aynı zamanda kişinin oldukça stresli olan ortamlarda bulunması ; ailede sosyal ve ekonomik problemlerin yaşanması da bipolar hastalığına neden olabilmektedir. Özellikle sevdiği birini kaybetmek veya çalıştığı işin batması kişinin psikolojisini birçok derecede bozabilmektedir. Doğum dahil en ufak olaylar bile ortaya henüz çıkmamış olan manik depresif  bozukluğunu ortaya çıkarabilmektedir.

Bu hastalık mevsimden mevsime değişiklik de gösterebilmektedir. Kişiler genellikle coşkusunu ve aşırı davranışlarını yaz aylarında gösterirken, agresif davranışlarını ise kış aylarında göstermektedirler. Kış ayları onlar için durgunluğun yaşandığı ay olmaktadır. Kişilerde aylar arasında geçişte dahil fark edilen bir değişme söz konusu olmaktadır. İlkbaharın son günlerinden başlayan bu değişimler hastanın tepkilerinin de yoğunlaşmasına neden olabilmektedir. Dürtüsel, saldırma da artmalar, öfke kontrolünün olmaması, kişinin her şey aşırı yaşaması yaşanılan olaylara örneklerdir.

Ayrıca kişilerde kendine zarar vermekten korkmama veya daha da ilerisi olan intihar davranışları gözlemlenmektedir. En sıklıkla rastlanılan durum düşünce-bilinç kaybının olması ve kişinin kendine azımsanamayacak derecede zarar vermesi ve bundan rahatsız olmamasıdır. Kişilerde aynı zamanda bağlılık duygusu daha çok artabilmektedir. Bu bir kişiye takıntılı olmanın yanısıra aynı zamanda madde bağımlılığı ve alkolde sayılabilmektedir.Kişiler bağımlı olduklarının dahi farkında olmayabilirler ve bu durumda çevresi tarafından yönlendirilmeleri ve yönetilmeleri gerekmektedir.

Kişilerin ilaçla tedavi edilmesi ise şart haline gelmektedir.
Hastalık dönemleri sayısı yıl geçtikçe azalmaya başlayabilir. İlk on yılda 4 civarı hastalık nöbeti taşıyan kişiler bir süre sonra yılda yalnızca 1 ila 2 defa arasında hastalık nöbeti geçirmektedirler. Bunun nedeni ise tedavi sürecinden veya kişinin hayatını düzene sokmasından kaynaklanmaktadır.

Hastalığın tedavi edilmemesi durumunda ise , hastalık nöbetleri genel olarak bir aydan fala devam etmektedir. Bu yüzden depresyonu tedavi etmesi daha kolay olmaktadır. Genellikle 6 aylık bir tedavi sonucunda hastalar normal yaşantılarına ve normal ruhsal durumlarına geri dönebilmektedir. Depresyonda da tekrarlama olmasına karşın bipolar hastalığı kadar fazla olmamaktadır. Kişilerin böyle bir durumdan şüphelenmeleri durumunda ise mutlaka en yakın uzman danışmana gitmeleri önerilmektedir.

Bipolar hastalığın en kötü tarafı ise hastalığın tekrarlama şansının yüksek ve tedavi sürecinin hiçbir şekilde bırakılmaması gerekliliğidir. Aynı zamanda kişinşn hayatındaki olumsuzları çıkarması, dengeli beslenmesi, her türlü bağımlılıkları bırakması hastalığın ortaya çıkma riskini de azaltacaktır.

Manik Depresif Hastalığı Belirtileri

  • Alışılmışın dışında yüksek duygu durumu, iyimserlik; kişi olaylara oldukça iyi yönden bakmaya başlar ve kişiler bu durumdayken hastalığı çok da fark edemezler.
  • Kendilik algısıyla ilgili gerçekçi olmayan üstünlük düşünceleri; kişinin egosu yüksektir ve herkesin ondan aşağıda olduğunu düşünen bir algısı bulunmaktadır.
  • Uyku ihtiyacında azalma, buna rağmen günlük enerjinin aşırı artması; kişi uyumamasına rağmen oldukça enerji gerektiren işleri yapmaya başlamaktadır.
  • Başkalarının anlamakta zorlanacağı kadar hızlı konuşma; hızlı düşünme yetisine sahip olduğu dönemlerde sıkça rastlanılan bir belirti olmaktadır.
  • Zihinde düşüncelerin uçuşması, bir fikirden diğerine hızla atlama; kararsızlık bu hastalıkta sıklıkla rastlanılan bir belirti olmaktadır.
  • Odaklanmakta güçlük: kişide motivasyon ve odaklanma sorunları oluşmaya başlayabilir ve bir işi kavraması da zorlaşabilir.
  • Muhakemenin bozulması, içgüdüsellik; kişi kendi istekleri doğrultusunda devam eder ve çevresini fazla önemsemez.
  • Cinsel dürtülerde alışılmışın dışında artış
  • Madde veya alkol kullanımı; madde ve alkol kullanımı bir süre sonra alışkanlık haline gelmeye başlayabilir.
  • Sonuçları düşünmeden hareket etme; hızlı ve ani hareketlerde bulunabilirler.
  • Halüsinasyonlar ( Şiddetli olgularda ): ileri dönemki boyutlarda ise olmayan şeyleri varmış gibi görme durumu ortaya çıkabilmektedir.

Manik Depresif Olan Ünlüler Kimlerdir?
Maalesef ünlü dünyasında da bipolar hastalığı olan birçok isim bulunmaktadır. En çok bilinen ünlüler aşağıda verilmiştir.

  • Britney Spears
  • Marilyn Monroe
  • Amy Winehouse
  • Charlie Chaplin
  • Nurseli İdiz
  • Mel Gibson
  • Jessica Alba
  • Justin Timberlake
  • David Beckham
  • Arda Kural

Manik Depresif Psikoz
Manik Depresif psikoz ise bipoların iki çeşitli hale gelme durumudur. Bu durumda hasta bir iyi bir kötü gibi gözükebilmektedir. Kişi nöbet dediğimiz olaya girer. Bu durumda kişinin aksi, saldırgan ve ani tepkiler ve hareketler gösterdiği gözlemlenmiştir. BU durumda kişinin sosyal çevresi, kendi ailesi ve en çok da kendisi etkilenmektedir. Dolayısıyla kişi sadece kendine değil çevresindeki birçok insana da ; çevreye de zarar verebilmektedir. Aynı zamanda okul hayatı olan kişilerin okul hayatı ; iş hayatı olan kişilerin iş hayatı tamamen bozulabilmektedir. Buradan çıkartabileceğimiz olay ise kişinin hayatı  bu hastalıkta uç dönemlerde yaşamasıdır.

Manik Depresif Testi Nasıl Yapılır?
Manik depresifi olan kişilerin mutlaka bir psikiyatriye ve psikologa gidip destek almaları önerilmektedir. Bunun nedeni ise genellikle kendini başka hastalıklarla karıştırılabilecek belirtiler vermesidir. Ayrıca bir uzmanın bakış açısı her zaman diğer kişilere göre farklı olacaktır.

Genellikle anketlerle yapılan testlerle kişide manik depresif var mı yok mu ? varsa ne derecede olduğu araştırılmaya çalışılmaktadır. Eğer kişide böyle bir durum tespit edilirse nedeninin beynin sinir iletim mekanizmasından kaynaklanıldığı da göz önüne alınarak MR testi de istenilebilmektedir.

Manik Depresif Tedavisi
Kişilerde manik depresifin teşhisi durumunda kişilere psikiyatriler tarafından antidepresanlar ve farklı renkteki reçeli ilaçlar verilebilmektedir. Bu durumda kişinin bu ilaçları düzenli olarak kullanmaları önerilmektedir. İlaçların düzenli kullanılması hastalığın gerilemesi ve baskılanması için şarttır. Aynı zamanda hastaya gereken psikolojik destek de verilmelidir. Bunun nedeni ise verilen ilaçların etkisini daha fazla artırmaktır.

Yorum yapın