Kalp krizi aslında çok önem verilmesi gereken bir hastalık olup, ülkemizde oldukça yaygın olarak görülmektedir. Kalp krizi tıp dilinde akut myokard enfarktüsü olarak  bilinir.  Damar tıkanıklarının oluşmaya başlaması ve bu tıkanıkların kalıcı olması kalp krizinin en başlangıç belirtileridir.  Kalp kası görevini yapamadığı için bir süre sonra nefes alamama şikayeti başlar ve sırt ağrısını da tetikleyen bir durum haline gelmektedir. Kalp krizini anlamak çoğunlukla zordur çünkü diğer hastalıklarla karıştırılma olasılığı da çok yüksektir. Genç yaşlardaki kalp  krizleri genellikle ölümle sonuçlanmaktadır fakat yaşın ilerlemiş olması tahmin edildiğinin aksine yaşama olasılığını artırmaktadır.

Eğer kol, bacak ve omuzlardaki ağrılar yirmi  dakikadan fazla devam ediyorsa kalp krizinin görülme olasılığı da yüksektir.

Aslında çok da önemsenmeyen kalpteki geçici ritim bozuklukları yada panik ataklar, ileri ki zamanlarda kalp krizini tetikleyen olaylar arasındadır.

Kalp Krizinin Belirtileri Nelerdir?
Kalp krizinin ilk belirtileri arasında alınan nefesin kişiye yetersiz gelmeye başlaması , göğüste yaşanılan ‘’tuhaf’’ olarak adlandırılan ağrılar yada batma hissinin sıklıkla  oluşması. Nefes darlığından kaynaklanan psikolojiyle fazla sinirli olma durumu .

Diğer bir belirti ise çenenin uyuşmaya başlaması ve bir süre sonra bu  ağrıların kollara doğru yayılmasıdır. Kişinin soğuk terlemesi, halsizlik ve bulantı da sık sık karşılaşılan şikayetler arasındadır.

Kalp Krizi Nasıl Anlaşılabilir?
Hastalar genellikle normal ağrılar ile kalp krizinden dolayı oluşan ağrıları karıştırmaktadırlar. Bunun esas nedeni ise toplumun kalp krizi hakkında yanlış bilgilere sahip olmasından kaynaklanmaktadır. İlk yapılan testlerden biri EKG dir ve EKG nin yapılmasının nedeni kalp ritmlerini görmek ve anormal durumların izlencesini elde etmektir. Aynı zamanda kandaki bazı değerler de araştırılır çünkü infarküsün de olduğu bir test tüpü vardır. Bu test tüpünün içerisinde CPK, CPK-MBİ myoglobin ve Tropanin bulunmaktadır.

Eğer yapılan testlerin birbirini desteklediği anlaşılırsa yani kalp krizi olduğu anlaşılırsa diğer testlerde uygulanmaktadır. Kalp anjiyografisi uygulanan testlerden biridir. Buradaki amaç öncelikle üç ana damardaki (atardamar, toplardamar ve kalpteki diğer damarları)  akışı görmek ve sorunun ne olduğunu tespit etmek için yapılan testtir. Radyasyona karşı geçirgen olmayan kamera niteliği gören bir aletin damar içinde gezmesiyle görüntüler kaydedilmektedir ve  X ışıkları ile  birlikte sorun daha net bir şekilde bilinmektedir.

EKG nin uygulanmasındaki amaç ise kalp ritmlerinin zamana bağlı takibini sağlamaktır. EKG de yüksek yada düşük ritimler sorunların olduğunu göstermektedir. Elektriksel dalgalarla birlikte kalpteki ritmleri görebildiğimiz bir cihaz kullanılır.

Kalp ultrasonografisin de ise asıl amaç kalp kaslarının güzünü anlamaktadır ve kardiyolojide kullanılan en yaygın yöntemlerden biridir. Eko olarak da adlandırılan bir uygulamadır. Kalpteki kasılmaları, kalp kapakçıklarının hareketlerini (açılıp-kapanma prensiplerini) araştırmak için kullanılan bir  yöntemdir.

Kalp Krizi Nedenleri
Kalp krizini tetikleyen nedenler genellikle çevresel ve biyolojik nedenlerin beraber etki yaratmalarıdır. Atardamarların tıkanması yani pıhtıların oluşması kan akışını yavaşlatır hatta durdururlar. Pıhtıların en çok oluşan bölgeler arterlerde oluşur ve buralarda genellikle pıhtı oluşumun asıl nedeni buralarda sızıntıların yaşanmasıdır. Pıhtıların oluşması kan akışını direkt olarak etkileyen bir olaydır ve bir süre sonra kalıcı tıkanmalar oluşur. Kalp krizi ise bu olayların tümünden sonra kaçınılmaz hale gelmektedir.

Fazla kilo, stres ve hareketsiz bir yaşam ise kalp krizi riskini önemsenmeyecek oranlarda artırmaktadır.

Vücudun homeostazi dengesinin bozulması da kalp krizini tetikleyen nedenlerden biridir. Folik asitin normal düzeyin altında yada üstünde olması ise çok fazla bilinmeyen bir kalp krizi sebebidir.

Temel olarak kalp krizine davetiye çıkaran nedenleri sıralamak istersek;

• Alkol ve sigara
• Fazla yağlı yemeklerin tüketilmesi
• Kokain gibi bağımlılık yapan maddeler
• Cinsel hayat
• Büyük şehirde yaşantının daha sıkıntılı olması
• Olumsuz düşünceler
• Fiziksel aktivitenin olması gerekenden çok fazla olması
• Fazla kafein alınımı

Kalp Krizi Ne Kadar Sürer?
Genellikle zor anlaşılan bir hastalık olan kalp krizinin 20 dakikayla 60 dakika arasında sürdüğü belirlenmiştir. İlk olarak göğsünde ağrıyla gelen hastaların kalp krizi olduğu düşünülmezse bulantı , bayılma gibi diğer belirtilerde görülmeye başlar. Kişinin kalp gücüne ve damarların tıkanıklarının ne kadar olduğuna göre kalp krizi süresi de değişmektedir.

Kalp Krizi Sonrası
Kalp krizinin tekrarlanma riski olduğu unutulmaması gereken bir durumdur. Bu yüzden hareketli bir yaşam sürmek (gerektiği kadar spor yapmak), sigara ve alkolden uzak durmak, pozitif düşünmek , besleme şekline dikkat edilmesi yapılması gereken temel hususlardır.Yoğun tempoda çalışan kişiler genellikle uyku düzeni olmadan yaşam sürerler. Kalp krizi geçirmiş kişilerin uyku düzenlerine normal kişilerden daha hassasiyetle davranmaları gerekirler. Ayrıca spor yapan kişilerin fazla tempoda spor yapmaması gerekir. Bu konuda doktorlar bilgi vereceklerdir ve hastaların da bu esaslara uymaları çok önemlidir.

Cinsel yaşamın ise doktorlara danışıldıktan sonra devam edilmesi önerilir. Genellikle cinsel hayata aynı şekilde devam edildiği bilinmektedir.

Yemeklerde ve günlük hayatta hayvansal yağların yerine sıvı yağların tercih edilmesi gerekmektedir çünkü hayvansal yağların içeriklerindeki fazla kolesterol damar tıkanıklarına sebep olmaktadır. Damar tıkanıklığı ise ileri ki durumlarda pıhtılaşmaya ve kalp krizine yol açmaktadır.

Kalp Krizi Tedavisi
Kalp krizi eğer geç kalınmamış bir safhadaysa tedavi edilebilirliği yüksek bir hastalıktır. EKG ve EKO sonuçlarının dikkatle incelenmesi sonucu kalp ritmindeki ve kalp yapısındaki sıkıntılar gözlemlenebilir. Anjiyoya başvurulduktan sonra ise hastaya stent adı verilen damarların genişlemesini sağlayan yapılar takılır. Ayrıca kanın akışını hızlandıran ilaçlarda kullanılır. Tüm bunların yapılması damar yollarında oluşacak pıhtıların engellenmesidir.

Kalp krizinden sonra hastaların yediklerine ve yaşam tarzına dikkat etmeyi tedavi sürecini destekleyen temel hususlardır.