Tansiyon Düşüklüğü Belirtileri

Ahmet

Düşük Tansiyon Nedir?
Düşük tansiyon, kan basıncının sürekli olarak normal değerinin altınında seyretmesidir. Kanın kalpten dışarı pompalanması esnasında oluşan baskı, kan akışını yavaşlatır. Bu da kan basıncının git gide yavaşlaması anlamına gelmektedir.

Kan basıncı ölçülürken, tıbbi anlamda 2 değer olarak ölçülür. Bunların birisi küçük tansiyon, diğeri ise büyük tansiyondur. Tıp dilindeki isimleri sırasıyla Diastolik ve Sistoliktir. Bunların dakikadaki basınçlarının birimi, basınç ölçümünde kullanılan mm Hg yani milimetre civadır.

Tansiyon düşüklüğü yaşayan kişiler, tansiyonlarını ölçtürdükleri takdirde sürekli düşük değerlerle karşılaşacaklardır. Bu değerler, Diastolik için 60 mm Hg’nin altında ve Sistolik için ise 90 mmHg’nin altındadır. Bu değerlerin normal oranları ise, 80 ve 120 mmHg’dir.

Düşük Tansiyonun Sebepleri Nelerdir?
Düşük tansiyon, dünyada çoğu insanda görülen bir rahatsızlık. Bu durum, bir hastalık olarak ortaya çıkabilir, ömür boyu tedavi gerektirebilir. Buna ek olarak anlık olarak da ortaya çıkabilmektedir. Özellikle kişi bir şeye aşırı derece üzüldüğünde, aşırı derecede mutsuzluk veya stres hissettiğinde tansiyonu düşebilir. Bu durum kalıcı değildir. Ve yeterli seviyede istirahat sonucu düzeltilebilmektedir.

Fakat kronikleşmiş tansiyon düşüklüğünün sebepleri ve tedavisi bu kadar basit değildir. Çünkü tansiyon düşüklüğüne sebep olan bir çok durum mevcut olabilmektedir. Bunların başında kadınların hamilelik dönemi gelir. Çünkü hamilelik döneminde olan kadınların dolaşım sistemi, ani olarak genişler ve kan basıncı buna muhtemel olarak da düşer. Hamilelik sonrası bu durum genellikle geçer ve kalıcı değildir.

Bazı kalp hastalıklarından ve sıkıntılarından müzdarip olmak da küçük tansiyon oluşumunu tetikler. Bradikardi denilen, kalp kapakçığında meydana gelen herhangi bir sorun, dolaylı yoldan tansiyon düşüklüğüne sebep olabilir. Çünkü kan pompalanmasında ve dolaşım sistemine verilmesinde, kalpteki kapakçıklar büyük işlev üstlenmiş durumdadırlar.

Bütün bunlara ek olarak bilinen, bazı nedenler aşağıda maddeler halinde verilmiştir.

  • Endokrin problemleri: Kişide meydana gelen bazı hormonal problemler, troid hormonlarının düzensiz çalışması veya düşük kan şekeri gibi problemler sonucunda ortaya düşük tansiyon çıkmaktadır.
  • Dehidrasyon: Bu durumda vücut susuz kalır ve çok daha fazla suya ihtiyacı olduğu için kilo kaybı yaşanır. Dehidrasyonun, çok hafif derecede bile olsa bazı kişilerde güçsüzlük, titreme ve yorgunluğa yol açtığı bilinmektedir.
  • Kan kaybı: Bu geçici bir durum da olsa çoğu kişi tarafından bilinen bir durum değildir. Büyük kazalarda ve kesiklerde, aşırı derecede kan kaybı ortaya çıkarsa, bunun sonucunda tansiyon düşer. En kısa zamanda tedavi yapılıp, kan takviyesi yapılmadığı takdirde hastanın hayati fonksiyonları durur.
  • Beslenme kaynaklı sorunlar: Aşırı yağlı beslenme, zaman içerisinde kanda kolesterol değerlerin yükseltmektedir. Bu da dolaylı olarak tansiyon hastalıklarına sebep olmaktadır.
  • Düzensiz ilaç kullanımı: Özellikle kan ilacı ve antibiyotik gibi ciddi yan etkileri olan ilaçların bilinçsizce kullanımı, kan basıncı değerlerini zaman içerisinde ciddi şekilde etkilemektedir. Bu durum da dolaylı olarak düşük tansiyona sebep olmaktadır.

Gibi durumlar, tansiyon düşüklüğü için sebep oluşturmaktadırlar.

Düşük Tansiyon Belirtileri
Anlık durumlarda ortaya çıkan tansiyon düşüklüğü, genellikle ciddi bir durum oluşturmazlar ve geçicidirler. Fakat, bir sebebe bağlı olarak, bir süreç içinde ortaya çıkan ve gelişen tansiyon hastalıklarının, bunu takip eden bir süreç içinde ciddi belirtileri gözlemlenmiştir. Bu belirtiler çoğunlukla birden fazla olarak, kombineli bir şekilde görülmektedir. Aşağıda yer alan bu belirtilerin bazılarını gözlemleyen kişilerin, en yakın sağlık kurumlarına başvurması elzemdir.

  • Titreme ve ışığa karşı aşırı hassas davranma
  • Konsantrasyon güçlüğü
  • Gözlerde karıncalanma ve bulanık bilinç
  • Net olmayan görüş alanı
  • Bulantı veya kusma
  • Üşüme ve soluk cilt
  • Kesik kesik ve hırıltılı nefes alıp verme
  • Yorgunluk
  • Sebebi belirlenemeyen depresyon
  • Susuzluk hissiyatı

Düşük Tansiyon Kaçtır?
Büyük ve küçük tansiyon değeri olarak ölçülen sınırların normal değerleri, küçük tansiyon için 80 mmHg (halk arasında 8 diye de bilinir), büyük tansiyon için 120 mmHg (halk arasında 12 diye de bilinmektedir) olması gerekir. Yani tansiyon ölçümünde 12/8 değeri ölçülen hasta, herhangi bir tansiyon rahatsızlığına sahip değildir.

Küçük tansiyonun 6 ve daha az değerde çıkması, büyük tansiyonun da 8 ve daha az değerde çıkması durumunda düşük tansiyondan söz edilebilir. Kişi, tansiyonunu ölçtürürken heyecanlanmamalı ya da nabzı anormal bir şekilde atmamalıdır. Eğer herhangi bir efora dayanmaksızın küçük ve büyük tansiyon değerleri, bu değerlerin altında çıktıysa, tam teşekküllü hastanede muayene olmak ve detaylı teşhis talep etmek gereklidir.

Düşük Tansiyona Ne İyi Gelir?
Sodyum, yapısı ve kandaki çözünmesi itibariyle tansiyonu doğal olarak yükselten bir bileşiktir. Tansiyonu yüksek olan hastanın tuz tüketimini sınırlandırması, tansiyonu düşük olan hastanın da aksine tuz tüketimini belli bir seviyenin üzerine çıkarması gerekmektedir.

Gelişen teknoloji sayesinde, tıp ve ilaç sektörü de bununla orantılı olarak gelişmiştir. Düşük tansiyonu yükseltmenin bitkisel veya beslenme yönünden çok farklı yolları mevcut olsa da bunlar genellikle anlık ve uzun süreli olmayan çözüm yollarıdır. Düşük tansiyon çoğunluklar tehlikeli ve ciddi durumlara yol açmasa da kronik hale geldiğinde son derece ciddi bir rahatsızlıktır. Bu yüzden kalıcı olarak tedavi edilmesi ve kontrol altına alınması gerekmektedir. Kronik tansiyon,  kalıcı hale geldiği zaman hastaya hayatı çekilmez bir hale getirebilmektedir. Bunun için Kalıcı çözüm yolları, kendi doktorunuz tarafından size önerilen ilaçlar olabilir.

Düşük Tansiyon Nasıl Yükseltilir?
Düşük tansiyondan müzdarip hastalar, düzenli olarak dengeli beslenmeli, besin değeri olmayan gıdaları tüketmemeli ve bol sıvı tüketmelidir. Bu adımlara ek olarak bazı gıda takviyesi ve besinleri almaları gerekmektedir.

Düşük tansiyonun yükseltilmesi, bazı hassas uygulamalara bağlıdır. Bu uygulamaların düzenli ve disiplinli bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Bu adımlardan bazıları aşağıda verilmiştir:

  • Tuz yani sodyum tüketimini normal sınırların üzerine çıkarmak
  • Bol su içmek (günde en az 2.5 litre)
  • Karbonhidrat tüketiminin sınırlandırılması (özellikle ekmek, makarna ve patates gibi yoğun karbonhidrat deposu olan gıdalar)
  • Alkol ve sigaradan uzak durmak (özellikle sigara, kan dolaşımını etkileyerek kan basıncına doğrudan zarar vermektedir.)
  • Gereksiz stresten kaçınmak
  • Düzgün bir kan dolaşımı sistemi için, düzenli egzersiz yapmak
  • Aşırı sıcak su ile duş almak veya aşırı nemli-sıcak ortamlarda bulunmak, tansiyonu doğrudan etkilemektedir. Bu yüzden ılık su ile duş alınmalı ve sauna-hamam tarzı yerlerden uzak durulmalıdır.
  • Uzun süre boyunca uykusuz durmak, tansiyon sağlığınız açısından iyi olmayan etkilere sahiptir. Bu yüzden uzmanlar, günde en az 8 saatlik uyku dilimini önermektedirler.
  • Akşam yemeğinden sonra aşırı derecede kafeinli içecekler, kahve ve çay tüketilmemelidir.
  • Vitamin alımına önem verecek derecede beslenmek
  • Tüm bu önlemlere rağmen herhangi bir sonu elde edilemiyorsa, mutlaka kendi doktorunuza durumunuzu anlatmanız gerekmektedir. Bazı tansiyon hastalarında, hormonal bozukluklara bağlı olarak gelişen düşük veya yüksek tansiyon gözlemlenmektedir.

Düşük Tansiyon Nasıl Normale Çevrilir?
Düşük tansiyon daha önce yukarıda da belirttiğimiz gibi, bir takım yöntemlerin uzun süreli uygulanması sonucu normale çevrilir. Uzman doktorların eşliğinde uygulanan düşük tansiyon tedavisine ek olan bu yöntemler, tansiyon hastalığı boyunca uygulanması gereken yöntemlerdir.

Düşük tansiyon hastalığı her ne kadar ciddi boyutlara varan bir hastalık olmasa da, her hastalık gibi kontrol altına alınması gereken ve hayat boyu tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.

Yorum yapın