Gül Hastalığı Belirtileri

Ahmet

Gül hastalığında yanak, burun ve burun etrafında ki bölgede döküntülü kızarıklıklar meydana gelmektedir. Bu döküntülü kızarıklıklar da gül hastalığı en belirgin özellikleri arasında yer almaktadır. Çoğunlukla gül hastalığı 25-35 yaş grubu arasında ve özellikle bayanlarda daha sık görülmektedir. Halk dilinde yetişkin aknesi olarak da bilinir. Ağrı oluşturmayan bu hastalık bazı zamanlarda özellikle göz ve göz etrafında ağrı oluşmasına ya da yanmaların meydana gelmesine neden olmaktadır.

Gül hastalığı nedir? (genel giriş)
Gül hastalığı yüz kızarıklığı, pityriaris rosea ya da halk arasında ki ismi olan gülleme olarak bilinen ve çoğunlukla orta yaşta ki kadınlarda görülen bir hastalıktır. Hastalık kadınları daha fazla etkilemektedir. Yüz geneline yerleşen kronik bir hastalık halini almış inflamatuar baharda daha sık görülen deri problemidir. Gül hastalığının herhangi bir bulaşıcılığı da bulunmamaktadır. Hastalık ilk zamanlarda yüzde geçici kızarıklar şeklinde ortaya çıkarken sonralarda yüze yer etmiş kızarık dokular ve damarların çok belirgin olduğu bir oluşum meydana gelir. Gül hastalığı her yaş grubunda görüldüğü gibi orta yaşlı bireylerde 50’li yaşlarda daha yoğun rastlanır. Tabi ki bunun dışında gençlerde ve yaşlılarda da rastlanabilir. Gül hastalığında kadınlarda sık görülmesine rağmen erkek hastalarda hastalık daha yoğun seyreder.

Gül hastalığı belirtileri
Gül hastalığı halk arasında güllenme olarak isimlendirilir. Gül hastalığının belirtileri özellikle yüz bölgesinde yanak, alın, çene ve burun noktalarında ve bazen boyunda, sırt bölgesinde ve göğüslerde, kol ve karında oluşabilmektedir. Bu belirtiler göz kızarması, akıntı ve göz kaşıntısı, kulaklar içinde keza kızarma kendisini gösterecektir. Gül hastalığı ilk başladığı zaman hafif seyreder belki hasta fark etmeyebilir. İleri evrelerde popül, püstül gibi deride kabarmaya neden olan lezyonlar meydana gelir. Daha ileri ki aşamalarda yüzde ödem oluşur, şişlik, rinofima adı verilen burun büyümesi ve yağ bezesinin artmasına bağlı şekil değişimleri ve ele gelen şişlikler en belirgin belirtilerden bazılarıdır.

Gül hastalığı bulaşıcı mıdır?
Gül hastalığı bir kişiden başka kişiye geçen yani bulaşan bir hastalık değildir. İlk belirtileri genellikle göğüste ve yüzde görülür. Bu bölgelerde hafif kızarıklar ve döküntüler görülür onlarda kısa süre sonra yayılma göstermeye başlar.

Gül hastalığına ne iyi gelir?
Ev ilaçları bu kızarıklıkları geçilmeye yetmiyorsa ya da pityriazis rosea süresinde kısalmaya neden olur ise , doktorunuzdan ilaç önerisini alabilirsiniz. Genellikle bu hastalık için kortikosteroidler, antihistaminikler, antiviral ilaçlar önerilir. Bir diğer iyi gelen yöntem ise ışık tedavisidir. Doğal ya da yapay güneş ışığı görmek hastalığın neden olduğu kırmızı lekelerin solarak kaybolmasına neden olabilmektedir. Işık tedavisi ile döküntü kaybolduktan sonra belli bölgelerde güneş lekesi kalabilir.

Gül hastalığı lekeleri nasıl geçer?
İyileşmenin sağlanması için ilk derinin tahriş olan noktalarının iyi bakılması gerekir. Mesela güneş ışığına fazla maruz kalmak lekeleri yoracak deriyi tahrip edecektir. Kozmetik ürün kullanmamaya da dikkat edilmesi gerekir. Gerekli tedavi tedbirleri alındıktan sonra gerekli tedavi devam etmelidir. Hastanın derisi incelmeye meyillidir ve bu nedenle dikkatli olunmalıdır. Sıkça tatbik edilen iyileştirme süresince antibiyotik losyonlar kullanılır. Bunun dışında hap şeklinde de antibiyotik verilmektedir. Ayrıca bilinmesi gerekir ki antibiyotikler ciddi ilaçlardır ve önemli sağlık sorunlarına neden olabilirler ve bu yüzden hasta kesinlikle doktora danışmadan kullanmamalıdır. Hasta lazer ile tedavi sayesinde de bu hastalıktan kurtulmanın yokunu arayabilir.

Gül hastalığı ibrahim saraçoğlu yorumları
ibrahim Saraçoğlu gül hastalığı için kür vermeden öncesinde dikkat çektiği bazı hususlar bulunmakta. Domates, sarımsak, acı baharatlar, turşu, portakal ve greyfurt gibi besinler ve çikolata içerikli yiyecekler tüketilmemelidir. Banyo yaparken aşırı sıcak su ile yapılmaması gerekmektedir. İbrahim Saraçoğlu süpürge tohumu kürü vermektedir. İbrahim Saraçoğlu bu bitkinin çok kıymetli olduğunu dile getiriyor ve bir tatlı kaşığı tohumu havanda ezerek birkaç yudum su ile karıştırılmalı demekte. Bu uygulamayı da iki kere yapmalısınız.

Gül hastalığı için bitkisel tedavi yöntemleri
Gül hastalığı için önerilen en belirgin yöntem çay kürüdür. 3 su bardağı suyu iyice kaynattıktan sonra ateşten alınır ve kaynatılan kabın içerisine bir kaç adet poşet çay eklenir. Bu hazırlanmış olunan karışım buzdolabına koyulur ve soğutulması saplanır. Ardından hazırlanan karışım yüz bölgene kızarmış diğer bölgelere sürülür. Bu hazırlanan ve buzdolabında bekleyen karışım ilerleyen günlerde de kullanılmak üzere saklanabilir. Çay kürü uygulandıktan sonra cilt ılık su ile yıkanarak temizlenir ve yumuşak bir havlu ile nemi alınır.
Gül hastalığı ne kadar sürer?

Hastalık kronik özellikler göstermeye başladığı zaman erken teşhis için en kısa zamanda doktora başvurulmalıdır. Hastalık ne kadar tedavi uygularsanız uygulayın bazen 6 aya kadar sürebilir.

Gül hastalığı tedavisi
Gül hastalığı tedavisi başlandığı zaman kalıntının geçirilmesi için en etkili tedavi antibiyotik tedavisidir. A vitamini içerikli destek vitaminlerin kullanılması da bu hastalık için etkili olabilmektedir. Deri üzerine sürül esi için rahatlatıcı ve tedavi edici ilaç ve krem verilir. Deride ki kaşıntıya ılık su banyosu oldukça iyi gelmektedir. Döküntüyü ve tahrişi artıracak her hareketten kaçınmalısınız. Bazı doktorlar kortizonlu ilaçlar ile kaşıntıyı yok etmeye çalışırlar. Hastalığın önemli olduğu da doktor tarafından hastaya anlatılmalı ve ne şekilde tedavi uygulaması gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir. Gül hastalığı hastalarsa hafif şekilde ilerleme gösterebilir ya da tedavi uygulanmasına gerek duyulmayabilir. Bazı hastalarda döküntü ve kalıntılar 2 ayı bulabilir. Bu süreçte hastalık kimilerinde geriler kimilerinde de saha uzun zaman alabilir. Bazı hastalar içinse kronik hal almıştır ve sürekli kendisini tekrarlar. Gül hastaları güneşe karşı duyarlı olmalıdır. Güneşe çıkılırken güneş kremi mutlaka kullanılmalıdır. Deride ki kötü görüntü içinde cerrahi müdahale yöntemi sayesinde tıraşlama yöntemi kullanılabilir.

Yorum yapın