Kolon Kanseri Belirtileri

Ahmet

Kolon sindirim sisteminin bir parçası olmakla birlikte geniş ve uzun olan bağırsak kısmıdır. Kolonun içinde su, tuz ve vücuttan atılması gereken atık maddeler bulunmaktadır. Burada bazı maddelerin emilimi yapıldıktan sonra, atık maddeler rektuma ve daha sonra da anüse geçmektedirler.

Kolon kanseri , diğer kanserlerde olduğu gibi kontrolsüz hücre bölünmesi sonucu gerçekleşir ve bu bölünmelerin meydana geldiği yer bağırsaklardır. Bağırsak sisteminin uzun olması ise kanserin yayılması için geniş bir ortam hazırlamaktadır.

Bazı küçük keselerin (poliplerin) zamanla  büyümesi ise yayılma hızını artırmaktadır. Kolonoskopi ise bu poliplerin görülüp uzaklaştırılması için yapılması gerekir. Eğer bu  polipler kolonoskopiyle uzaklaştırılamazlar ise bu durumda kanser bütün sisteme yayılmaya başlayacaktır. Kolon kanserinde görülen tümörsü yapılar ise vücuttaki sağlıklı hücreleri de etkilemeye başlar ve zamanla sağlıklı hücrelerin yerini tümörlü hücreler almaktadır.

Eğer kanser vücudun diğer organlarına da yayılmaya devam ederse, bu metastaza işarettir ve kanser zamanla tüm vücudu etkisi altına alır.

Kolon kanseri  tüm dünyada yaygın olarak bir kanser çeşididir. Amerika ve Türkiye’ nin de içinde bulunduğu geniş coğrafyalarda gözükmektedir.

Kolon kanserinin kendini göstermeye başlaması, ani kilo verimi, dışkıda kan görme,  halsizlik ve  tuvalete çıkmada düzensizliklerdir. Aynı zamanda yaşam tarzının insan biyolojisinin gerektirdiklerine göre farklı olması da kolon kanserinin doğmasına zemin hazırlamaktadır. Ailesinde genetik olarak kolon kanseri taşıyan kişilerde de kolon kanserine karşı takiplerin yapılması önemlidir çünkü kolon kanseri genetik olarak taşınılabilen bir hastalık çeşididir. Alkol ve sigara içmek de kolon kanseri dahil tüm kanserler için risk faktörleridir.

Kolon Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Kolon kanserinde bazı hastalarda hiç belirti görülmezken, bazı hastalarda sindirim sistemi ve bağışıklık sistemi problemleri  görülmektedir.  Genellikle 50 yaşından sonra başlayabilen ve genetik olarak aktarılabilen bir hastalıktır. Bu durumdaki kişilerin belirtileri görmesi durumunda mutlaka doktora gitmeleri diğer hastalara göre daha gereklidir.  Kolon kanserinin en başlangıç belirtileri arasında bağırsak hareketlerindeki değişimlerdir. Kabızlık ya da ishal olma durumu , dışkının renginin değişmesi  bu belirtiler arasındadır. Bu belirtiler genellikle 1 aydan fazla süren belirtilerdir. Aynı zamanda dışkıda kan görülmesi de kolon kanserinin diğer belirtileri arasındadır. Karın ağrısı , ağrılar ve kramplar ise görülebilecek muhtemel belirtilerdir.

Kişinin devamlı şişkinlik hissetmesi ve gaz sıkışması yaşıyormuş gibi hissetmesi  ise boşaltımını tam yapamamış gibi hissetmesine neden olmaktadır.

Kanserlerin hemen hemen hepsinde ise ani ve kısa sürede çok kilo kaybettiği görülmüştür. Kolon kanserinin önceden teşhis edilmesi ise tedavinin erken başlamasını sağlayacağı için önemli bir faktördür.

Sindirim sistemi problemleri, dışkılama da problemler ve aşırı halsizlik hisseden hastaların şikayetlerinin devamlı olması durumunda, bu konuda uzman olan doktorlara görünmesi ise yapılması gereken ilk aşamadır. Bu durumların başka nedenlerden dolayı olabileceği düşünülerek kişinin kolon kanseri olduğu testler yapılmadan anlaşılamaz. Kolonoskopi yapıldıktan sonra ise gerekli tedavi uygulanmaktadır.

Kolon Kanseri Nedenleri  Nelerdir?
Yaşın 50 ve üstü olması: Yaşı 50 den büyük olan kişilerde kolon kanseri görülme olasılığı yüksektir ve bu kişilerin kolon kanserine yakanlanma şansı yüzde yirmi beştir.

Diyabet: Diyabet, bir kişinin vücudunun insülin direnci olmadığı anlamına gelmektedir ve bu kişilerin kolon kanserine yakalanma olasılıkları yüzde elliye yakın bir değerdedir. Bunun nedeni ise vücutta fazla miktarda sitokinin ve hormon üretimin olmasıdır.

Alkol kullanımı: Alkol kullanımının kolon kanseri dışında diğer kanserlerinin oluşumunu da tetiklediği  bilinmektedir. Bunun nedeni ise karaciğerin fazlasıyla zarar görmesidir ve karaciğer sindirim siteminin en önemli kısımlarından biri konumundadır. Dolayısıyla sindirim sistemi bağırsakları da içermesi nedeniyle doğrudan olmasa da alkol kullanımı kolon kanseri riskini artırabilmektedir. Ayrıca alkol çeşidinin ne olduğu da bu mevzuna önem taşımaktadır bunun nedeni ise içkilerin içerisindeki alkol oranıdır.

Beslenme alışkanlıkları: Vücuda alınan kolesterol miktarının fazla olması ve fazla yağlı yemeklerinin yenilmesi kolon kanserini tetikleyen nedenler arasında yer almaktadır. Bunun yanı sıra yüksek lifli besinlerin tüketilmesi de kolon kanseri riskini artırmaktadır.

Çevresel Faktörler: Stres, uykusuzluk ve sosyal yaşam doğrudan psikolojiyi etkilemektedir. Yapılan araştırılmalara göre, psikolojinin kanser sürecinin oluşması üzerine etkisi ise yadsınamayacak ölçüde fazladır. Aynı zamanda kanser sürecinde hastanın psikolojisinin yüksek olması gerekmektedir.

Genetik faktörler: Kolon kanseri dahil birkaç kanser türünde aile geçmişi büyük derecede önem taşımaktadır. Kolon kanserinde hücrelerin DNA sının bozulması diğer nesillere de geçmesini tetiklediği bilinmektedir.

Sigara kullanmak: Sigara kullanmak hücrelerin yapısını bozabildiği için kanserlerin oluşmasının en büyük nedenleri arasında yer almaktadır. Sigara dumanında bulunan kanserojen maddeler tüm sindirim sistemine yayılır ve özellikle bağırsak sisteminin bozulmasına neden olmaktadır.

Hareketsiz yaşam: Spor yapmayan kişilerin, spor yapan kişilere oranla daha düşük bir bağışıklık sistemi vardır ve bu da kişinin kanser olmasına zemin hazırlamaktadır. Dolayısıyla her gün düzenli olarak spor yapmak kanserden korunmak için yapılması gerekenler arasındadır.

Kolon Kanseri Tedavisi Mümkün Müdür?
Kolon kanserinde kanserin büyülüğü ve yayılma oranı tedavinin şeklini ve tedaviye yanıt verme oranlarını etkilemektedir. Kolon kanserinde küçük çaplı polipleri kısa sürede ve daha kolay yöntemlerle yok etmek mümkündür. Erken teşhisin olduğu kolon kanserlerinde tam olarak başarı olmaktadır ve hastalar yaşayış biçimlerine dikkat ederek normal insanların yaptığı birçok işi yapabilmektedirler.

Kolon Tedavisinde Başarı Oranı
Kolon tedavisinde başarı oranını söylemek için hastalığın hangi basamakta olduğunu bilmek önemlidir. İlk basamakta olan hastalar için yaklaşık %90 olarak  iyileşme görülmektedir. Bu oran ise ikinci basamakta olan hastalar için yaklaşık olarak %60 olarak tespit edilmiştir. Üçüncü basamakta fark edilen kolon kanseri tedavileri ise yaklaşık olara %35 oranında başarılı olmaktadır. Eğer son basamakta fark edilen kolon kanserinden bahsediyorsak bu oran yaklaşık olarak %10 civarına gerilemiştir. Kolon kanserinin vücuda yayılması ve hastalık sırasındaki yaşam tarzının nasıl olduğunu da hastalığın ilerlemesini yada tedavi sırasında başarılı olma olasılığını etkilemektedir. Örneğin karaciğere de zarar vermiş bir kolon kanserinin tedavi başarısı daha düşük olabilmektedir.

Kolon Kanserinde Teşhis ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Tüm kanser çeşitlerinde olduğu gibi erken teşhis ve tedavi kanser büyük derecede önem taşımaktadır. Kolon kanserinde ise; 50 yaş ve üzeri, ailesinde kolon kanseri hastalarına rastlanmış kişilerin daha tedbirli olması gerekmektedir.

Kolon kanseri belirtilerini gösteren hastaların doktorlara başvurmaları durumunda, gaita testi, kan testi  ve kolonoskopi yapılan testlerledir. Gaita testine bakılmasının nedeni dışkı da kan olup olmadığını tespit etmektir. Ayrıca yukarıda da bahsettiğimiz gibi risk faktörlerine sahip olan kişilerin her on yılda bir kolonoskopi yaptırması önceden teşhis ve belirti vermeyen kolon kanserleri için gereklidir.

Sigmodioskopi ise kolonoskopiden önce yapılan bir testtir ve bu testin her 3 yılda yapılmasını hususuna önem vermek erken teşhisi sağlayacaktır.

Sigmoidioskopi de olumsuz bir durum fark edildiğinde ise bu durumu daha  iyi araştırmak için kolonoskopiye başvurulmaktadır.

Dokuda bir anormali tespit edilirse ise biyopsi yöntemiyle bu dokular patolojik laboratuvarlarda incelenmektedir.

Kolonoskopinin uygulanması mümkün olmayan hastalarda ise bağırsak içi spiral bilgisayarlı tomografiler kullanılmaktadır. Bu yöntem uygulanmadan önce bağırsak içi tamamen temizlenir ve bağırsak içi 3 boyutlu olarak görüntülenir.

Toplumda genellikle bilinmeyen bir diğer yöntem ise baryum lavmanı dır ve kolondaki problemleri anlamak için kullanılan bir röntgen türüdür.

Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Kolon kanserinde kullanılan tedavi yöntemleri:
Kemoterapi,  radyoterapi ve cerrahi müdahalelerdir. Kolon kanseri olduğu anlaşıldıktan sonra genellikle uygulan yaygın yöntem cerrahi müdahalelerdir. Ameliyatlarda ise uygulanan birden fazla yöntem bulunmaktadır;

Lokal yapılan kesimler: Kanserin küçük çaplı olduğu hastalarda uygulanan bir yöntemdir. Rektuma indirilen hortumun sayesinde kansere neden olan kitlelerin hortum yardımıyla çekilmesi sağlanır. Böylelikle kanserli bölge vücuttan uzaklaştırılmış olur.

Parça alınımı: Daha ileriki kanser aşamalarında kanserli dokudan parça alınıp incelenir ve aynı zamanda kanserli olan bölge uzaklaştırılmış olur.

Kolostomi: Geçici bir anüs deliği oluşturulur ve anüs deliğine sıvı yada hava verilir. Böylelikle bağırsağın içindeki atıklar temizlenmiş olmaktadır. Geçici anüs deliğine ise stoma adı verilmektedir.

Laporoskopi: Son teknolojinin getirdiği tedavi yöntemlerindendir ve laporoskopideki amaç ışıklı bir tüpün bağırsaklara indirilmesi ve cihaz monitöründen kanserli bölgeyi tespit ederek uzaklaştırmaktır.

Kemoterapi:  Genellikle geçici bir çözüm yöntemi olan kemoterapide verilen ilaçlar kanser hücrelerini öldürmeye yöneliktirler. Kana verilen kemoterapi ilaçları belli bir zaman sonra kolonun dışındaki kanser hücreleri etkiler ve öldürürler.  Kemoterapi yöntemi cerrahi müdahalelerden sonra kalan küçük çaplı kanser hücreleri temizlemek için de kullanılan bir yöntemdir.

Radyoterapi: Radyoterapi, hastaya X- ray ışığı vererek kanser hücrelerinin boyutunu küçültmek ve aynı zamanda kanserli hücreleri ortadan kaldırmak için başvurulan bir yöntemdir.Radyasyon tedavisi genellikle kemoterapi ve cerrahi yöntemlerle birlikte uygulanan bir yöntemdir.

Yukarıda verilen tedavilerin yanı sıra destekleyici tedaviler de uygulanmaktadırlar. İmmun sistemini güçlendiren immunoterapi kanser hücreleriyle daha iyi mücadele etmek için uygulanabilmektedir.

Yorum yapın